Celil Çalış – Toprağın Adamı

A1 ve A2 SÜTÜ NEDİR? ÜRETİMİ NEDEN ÖNEMLİDİR?

A1 ve A2 SÜTÜ NEDİR? ÜRETİMİ NEDEN ÖNEMLİDİR?

Değerli okurlarım tarımın tüm noktalarına dokunarak sizlerle bilgi paylaşımı yapmaya çalışıyorum. Konuları işlerken güncel veriler kullanarak, tespit sonrası geleceğe yönelik tavsiye şekline dönüşen yazıları kaleme almaya çalışıyoruz. Olumlu eleştirilerin yanında illaki olumsuz eleştirilerde oluyor. Genelde olumsuz dönüşler yazılarımızla büyüklerimizin öğüt niteliğindeki sözlerini bütünleştirmemizden. Kabul ediyor ve daha güzel sözlerle konularımızı desteklemeye devam ediyoruz.

Birde eleştiri yanında bizleri takip eden, konumuzla alakalı bir terim kullanacak olursak “uzaktan bizi güdüp duran” büyüklerimizin göstermiş olduğu yön ve tavsiyelerle daha iyisini yazmaya çalışıyoruz. Geçen hafta sütün üretimini, politikasını dünya ve ülkemiz ölçeğinde ele almıştık. Sonuçta; Hayvansal üretimde kendine yetebilen ülke olabilmek için üreticilerimizin süt üretimindeki karlılığını korumak zorundayız,  demiştik.

Dayı diye hitap ettiğim bizim için bir hocadan çok fazlası Prof.Dr. Saim BOZTEPE, yeğenim; sütün politikası, üretimi tamamda kalite ve A2 sütünü işlemelisin dedi. Kendisiyle yaptığımız sohbet sonrası 45 sayfalık bilimsel makalesini gönderdi. Baktı ki zor bir ödev, 3 sayfalık el yazısı not gönderdi. Ele alıp verdiğimiz uğraş bizlere de çok şey öğretti.

En önemli süt üretim kaynağı olan sığırlar, normal şartlarda kendi yavruları için süt üretirken, insanoğlu daha fazla süt üreten sığırları damızlıkta kullanarak yavrunun ihtiyacından fazlasını üretmeyi başarmıştır. Başlangıçta 400-500 litre yavrusu için süt üreten sığırlar bu çaba ve çalışmaların neticesinde 10-15 ton süt üreten birer fabrikaya dönüşmüştür. Bu dönüşüm üreme düzensizlikleri ve hastalıkları yanında, mastitis ve besleme bozuklukları sonucu ortaya çıkan ketosis, süt humması, abamosum kayması, asidoz gibi metobolik hastalıklara yakalanma ihtimalini artırmıştır.

Öncelikle sütün insan beslenmesi ve sağlığındaki hayati önemden bahsetmek gerekirse, sütün tek başına bir insanın bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek kompozisyonda mucizevi bir hayvansal ürün olduğunu söylemek yanlış olmaz. Süt veren hayvanların yedikleri yemlerden aldıkları besin maddelerini kan yoluyla meme dokusuna taşırlar, meme dokusundaki bazı hücreler kan yoluyla gelen besin maddelerinden sütü sentezlerler. Bir başka ifadeyle kan yoluyla kırmızı olarak gelen tüketimi imkânsız besin maddesi, meme dokusunda beyaz bir sıvıya dönüşerek süt adını alan mükemmel içeceğe düşür.

Ne var ki hayvanların evcilleştirilmesinden bu yana genotiplerinde bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişikliklerin genel adı mutasyondur. Mutasyonlar bazen koskoca bir DNA zincirinde, binlerce bazdan sadece birinin değişimi ile gerçekleşebilir ki! Buna genetikçiler NOKTA MUTASYON demektedirler. Örneğin; insanlarda hemoglobin bir proteindir ve ana görevi dokulara kan yoluyla oksijen taşımaktır. Hemoglobini kodlayan devasa DNA zincirinde bir bazın değişmesi orak hücre anemisi denilen hastalığa neden olur. İşte bunun gibi nokta mutasyonu da inek sütünde bulunan beta kazein isimli proteini kodlayan DNA zincirinde gerçekleşmiş ve prolin amino asidini kodlayan kısım histidin amino asidini kodlar hale gelmiştir.

Değerli dostlar bakınız 209 amino asitten oluşan beta kazain isimli süt proteininde 67 pozisyondaki amino asitte meydana gelen bir baz değişiminden bahsediyoruz. Başka bir ifadeyle 209*3 = 618 bazdan yalnızca birinin değişmesi buna neden olmuştur.

Bu bilgiler iyide sadede gelelim. İşte bu histidin amino asitli beta-kazain proteini tüketildiğinde, insanlarda umulmadık hastalıklara neden olmaktadır. Bu süt tüketildiğinde sindirim esnasında (7 amino asitten oluşan) beta kazamorfin adı verilen zararlı bileşik oluşmaktadır. Hastalığa sebep oluşturan budur. Bu hastalıklardan bazıları; kalpdamar, şeker (diyabet), ani bebek ölümleri, nörolojik bozukluklar, otizm şeklinde sıralanıp gitmektedir.

Hal böyleyken, prolin amino asitli beta kazain proteini üreten ineklerin sütünden tüketildiğinde bu problemler gözlenmemektedir. Histidin amino asitli beta-kazeinli süte A1 Sütü, orijinal prolin amino asitli beta-kazainli süte de A2 sütü denilmektedir.

Sonuç itibarıyla A2 sütü sağlıklı orijinal inek sütü, A1 sütü ise mutasyona uğramış hastalıklara neden olabilen süttür diyebiliriz.

Koyun, keçi, manda, deve sütleri A2 sütü olup üzerinde durulması gereken dünyada yüzde 85, ülkemizde süt üretiminin yüzde 90 ını oluşturan inek sütü üretiminde tedbir alınıp çalışma yapılması gerekmektedir.

Bu kadar kafayı yorduk, olumsuzlukları konuştuk hal çaresi yok mu? Peki ne yapmamız lazım? A1 sütü ile ilgili sağlık ve gıda alanında yayınlanmış hastalıklara neden oluyor iddiaları acilen yetkili kurumlarımızda da araştırılmalıdır. İddiaların doğruluğunun ispatı veya teyidi yapılırsa ülkemizde A2 sütü üretme potansiyeli vardır ve yeterli denilebilir. Bunu neye dayanarak söylüyoruz? Selçuk Üniversitesi Zootekni bölümünde yapılmış doktora çalışması sonucu ortaya konan teze göre.

A1 A1 ve A1 A2 genotipli olan inekler A1 sütü üretiyor. A2 A2 genotipi olanlar A2 sütü üretiyor. DNA testi ile hangi genotipte oldukları tespit edilebiliyor. Ülkemizde A2 sütü üretme imkânı varken genotiplenme yapılmadığından sütler aynı tanka konuyor ve paçal sütün tamamı A1 sütü haline geliyor. Ülkemizde süt inekçiliğinde üretimi yapılan kültür ırklarının yüzde 35’i A2 genotipi taşımakta olup, tohumlama ve boğa çekimi uygulamalarında A2 genotipinin kullanılması durumunda elde edilecek dişi yavrulardan yarısı A2 genotipine dönüşecektir. Üremesi kolay olan ve ikinci yılda üretime dahil olan hayvanlarda kısa vadede A2 sütü üretimi dönüşümü sağlanabilecektir.

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni bölümü hayvan yetiştiriciliği ana bilim dalında yapılabilen genotip belirleme çalışmaları, Tarım Orman Bakanlığının ilgili Araştırma Enstitülerinde ve diğer Üniversitelerimizle işbirliği kurularak hızla ele alınıp yakın zamanda sonuç alınabilecek bir uygulamadır.

Şunu da belirmemiz gerekir ki bazı ülkeler (Avustralya, Yeni Zellanda, ABD nin bazı eyaletleri) A1 sütü üreten hayvanları ülkeye sokmamaktadırlar. Birçok ülkede A2 sütü karton ambalajlarda UHT olarak satılmaktadır. Süt ürünleri, krema hatta bebek mamalarının ambalajlarında A2 sütünden üretilmiştir yazmaktadır.

Genel hatları ile ele aldığımız A2 sütü üretimi Tarım Orman Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığımızca dikkate alınarak; Kamu, Üniversite, ilgili özel sektör kuruluşlarımızın işbirliği ile hassasiyetle ele alınarak hızla sonuca gidilmesi gereken önemli bir konudur. Gıda Kodeksine göre, birçok ülkede üretimine yıllar öncesinden başlanmış olan A2 sütü üretimi, mevcut üretim şekli ile ülkemizde şu an mümkün değildir. Bu konuda süratle düzenlemeler yapılarak halkın sağlıklı süt tüketiminin önü açılmalıdır.

#topragınadamı

Celil Çalış

1973 Yılında Konya/Kadınhanı ilçesinde doğan Celil ÇALIŞ, Konya Çumra Ziraat Meslek Lisesinden 1992 yılında mezun olduktan sonra Tarım ve Köy işleri Bakanlığı Erzurum / Çat İlçe Müdürlüğünde Ziraat Teknisyeni olarak göreve başladı. Sırasıyla Antalya / Elmalı, Antalya /Alanya ve Konya İl Tarım Müdürlüklerinde değişik kademelerde görev yaptı.

Previous Post
Next Post

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir