Dane Kaybı Deyip Geçmeyelim
Ülke genelinde hububatta hasat devam ederken, biçerdöverle yapılan hasat sırasında oluşan dane kaybı nedeniyle büyük bir servet yok oluyor. Hububatta yüzde 1’lik dane kaybının değeri 500 milyon lirayı buluyor.
Çukurova ve Güneydoğu Anadolu’dan sonra İç Anadolu Bölgesi’nde de yıl içinde ülkemizin birinci harmanı olan hasat dönemi yoğun telaş ve bereket içerisinde devam ediyor. 2020 yılı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de olumsuzluklarla başlamış, sağlık alanındaki salgın insanlığı çaresiz bırakmış, adeta sağlıkta zamanın dermanı beklenmekte.
Bunun yanında deprem, sel, dolu, don olayları gibi doğal afetlet adeta insanlığa “kendine gel, doğaya haddini aşan müdahaleden uzak dur” diyor. Tüm olumsuzluklar içinde meslek ve üretilen ürünler içinde önemli fakat hak ettiği ilgiyi göremeyen tarımsal üretim ve gıda güvenliği öne çıktı. Her ülke kendi derdine düştüğünden üretilemeyeni ithal ederiz yerine, yerli ve milli üretimin ne anlama geldiği gayrı anlaşıldı. 2020 yılı bölgesel olumsuzluklara rağmen yağış miktarı ve dağılımı olarak olumlu seyretmiş ve geçtiğimiz yıllara göre bereketli ve verimli bir yıl geçirmekteyiz.
Üzülme! Çünkü yaradan umudu en çaresiz anlarda yollar. Unutma! Yağmurun en şiddetlisi en kara bulutlardan çıkar. diyor Hz. Mevlana.
Bir yıldır gözüne bakılan hatta kıraç alanlarda nadas uygulaması ile 2 yıl gözüne bakılan hasat bu yıl yüzleri güldürüyor. Umutlu olduğumuz hasat döneminde kayıpları azaltmak için hasat kontrolünü illaki Tarım Orman Müdürlüğü ekipleri yapmakta. Biçerdöverler hassas ama yine de üreticinin de takibi gereklidir bu hassas duruma.
Dane kaybına dikkat etmemiz gerektiğini hatırlayalım!
Hububat hasadının; teknik bakımları, kontrolleri yapılmış biçerdöverlerle ve zamanında yapılması üreticimiz ve ülkemiz adına ekonomik kayıpları önleyecektir. Hassasiyet gösteren üreticilerimiz hasada kayıpla değil kazançla başlayacaktır.
2020 yılı hububat hasat sezonunun başlamasıyla birlikte ülkemiz için ekonomik bir zarar olan dane kayıpları hasat için gerekli kurallara uyulduğunda kayıplar yaşanmayacak, piyasa talebine uygun kaliteli ürünler elde edilecektir. Üreticilerin büyük bir özveri, emek ve harcamayla elde ettiği ürüne son ana kadar sahip çıkması, ürünlerini koruması, kayıpsız ambarına indirmesi beklentimizdir.
Çocukluk anım; Rahmetli nenem harman zamanı oğullarının peşine tarlaya gider hasadı takip eder, yere düşen her daneyi toplayıp depoya atmaya çalışırdı. Oğulları, “Anam tek tek toplamayla biter mi? Kurdun kuşun hakkı bırak.” dediklerinde “Olur mu yavrum; bereketin hangi danede olduğunu biliyor musun? Belki de bereket yerde kalan danede. ” derdi. Şimdi ben harman zamanı kulağımda çınlayan bu öğütle her yere düşen daneyi toplamaya gayret ediyorum.
“Hububat hasadı için dane nem oranının yüzde 13-14 civarında olması gerekir. Daneler elle bastırıldığında ezilmiyor ise uygun nem aralığında olduğu anlaşılır. Tarladaki başaklar altın renginde ve elle ovalandığında daneler başakçık kavuzlarından kolayca ayrılıyorsa hasat için yeterli kuruluğa gelindiği anlaşılır. Rutubetin yüksek olduğu sabah ve akşam saatlerinde hasat yapılmamalıdır. Tam olgunlaşmamış hububatı hasat etmek kadar, hasadın gecikmesi de çiftçinin zararınadır. Hasadın gecikmesinde hem hasat edilen üründe hektolitre ağırlığı kaybı olacağı gibi hem de gecikmeden dolayı dane kırıkları artmakta ve danedeki protein parçalanması neticesinde piyasada ürün süne emgili gibi işlem görmekte ve değerini maddi olarak kaybetmektedir. Aceleci olan üreticilerimiz maalesef bu yılda 17 civarı nemde hasat yapmaya başladığı için ya daha düşük fiyat ya da serip kurutma zahmetini yaşamaktalar.
İşe acele ile girme, sabır ve teenni ile hareket et. Acele yapılmış olan işler yarın pişmanlık getirir. diye öğüt eder Yusuf Has Hacib.
Hasat aşamasında dane ve sap kaybı yaşanmaması için özellikle çiftçimize büyük görev düşmektedir. Hasat yapılırken hububatın durumuna göre uygun dane nemi, uygun hız, devir ve yükseklik ile zamanında biçilmesinin sağlanması gerekmektedir. Bunu tam olarak sağlayabilirsek hasat aşamasında kazanmış, milli servetimize sahip çıkmış olacağız.
Ülkemizde yaklaşık 15 bin adet biçerdöver bulunmakta ve yaklaşık 13 milyon hektar tarım arazisinde bu makinelerle yıllık 35- 40 milyon ton ürün hasadı yapılmaktadır. Biçerdöverle yapılan ürün hasadında dane kaybı başlıca sorun olarak bilinmektedir. Biçerdöver ile hasatta kayıp yasal sınırı yüzde 2 iken gerçekleşme oranı maalesef bu oranın üzerindedir. Türkiye genelinde yüzde1’lik dane kaybının ülke ekonomisine zararı 350 bin ton civarında ürün ve bu ürünlerin maddi değeri de 500 milyon TL’dir.
Yasal hasat kayıp oranının üstünde dane kaybına neden olanlar hakkında Bakanlığın ‘Biçerdöver kontrol hizmetlerinin organizasyonu ile kontrollerde takip edilecek esas ve usullere ait uygulama talimatı’ çerçevesinde ve kabahatler kanununun ilgili maddelerine göre işlem yapılmaktadır. Ayrıca Tarım Orman Bakanlığımızın da kesin bir talimatla belirttiği gibi operatör belgesi sahibi olmayanların biçim yapması yasaktır. Bu nedenle üreticilerimiz tarafından hasat için tarlaya getirilen biçerdöverlerde kontrol edilmesi gereken ilk husus operatör belgesidir. Yetkin olmayan operatöre yaptırılan hasat daha fazla kayba neden olacaktır. Hasat yapılan tarlalarımızda yaşanan yüzde 5-8 dane kayıpları kabul edilebilir değildir. Çiftçilerimizin büyük emek, zaman ve masrafla üretmiş oldukları ürünleri zamanında, en az dane ve sap kaybıyla hasat edilmelidir.
Danede yaşanan kayıp aynı oranda olmasa da sap ve samanda da yaşanmaktadır. Ülkemiz hayvancılığında en önemli maliyet kalemlerinden biri kaba yem fiyatlarıdır. Ülkemizde genellikle kaba yem ihtiyacı sap ve samandan karşılanmaktadır. Hayvancılığımızın gelişmesi, et ve hayvansal ürün ihtiyacımızın karşılanabilmesi için bu sap ve samanı korumalıyız. Ülkemiz için de en kolay üretilen kaba yem kaynağı sap ve samandır. Türkiye’de sap ve samanın ekonomik değeri 15 milyar liraya yakındır.
Türkiye’de 13 milyon hektar alanda hasat yapılacak. “Bu hasadın şu anda yüzde 25-30’u yapıldı, hasatta ülke genelinde faal çalışan 15 bin adet biçerdöver çalışmakta. Bu biçerdöverlerde diğer alet ekipmanlarda olduğu gibi devletimizin desteğiyle son yıllarda yenilenmeye başlandı. Ama ne kadar yenilesek de bazı teknik bilgilerimizi biçerdöver sürücülerine aktarmamız lazım.
Biçerdöver kullanıcıları eğitilerek sertifikasyon belgesini alması gerekli. Eğitimini iyi alan biçerdöver sürücüsü hasadı da düzgün bir şekilde yapar. Her ürün için biçerdöver ayarlarının yeniden yapılması gerekir. Bu ayarlar yapılırsa dane kaybımız az olur. Dane kaybının az olması ülkemizin ve çiftçimizin gelirini artırır. Hakkını teslim edelim, yeni biçerdöverler adeta yürüyen fabrika ve tam otomasyonla hakim olunabilmekte. Biçerdöverlerimiz yüzde ile değil sıfır dane kaybını konuşmamız gereken donanım ve teknolojik yapıdalar.
Kayıpsız, kazasız bereketli harmanımız olsun, üreticilerimizin bu yılki üretim yarınlarının umudu ve heyecanı olsun.
#topragınadamı


