Celil Çalış – Toprağın Adamı

GÜNE BAKIYORUZ, AYÇİÇEĞİ ALARM VERİYOR!

Ekonomik egemenlimizin önemli alanlarından birisi de tarımda üretim zincirinin devam etmesidir. Önümüzdeki yüzyıl tarım ve enerji yüzyılı olacak diye hep söyleyegelirdik! Dünyada 2 yıl etkisini gösteren, tedbirler ve önlemler alınmaya çalışılan coranavirüs vakası insanlığı aciz ve çaresiz bıraktı, adeta terbiye etti. Gelecek kaygısı; günlük ve gelecekte gıda tedariki, gıda güvencesi arayışlarına döndü. 2 yıldır devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı, Ekim 2023’te Gazze’de başlayan mezalim İsrail-Filistin Savaşı’nın ötesine geçerek Ortadoğu’yu gün be gün savaşa sürüklemekte. G7, G20 denen dünyanın sahibi olduğunu düşünen ülkeler kendi çıkarlarına göre dünyayı pandemide olduğu gibi savaşa sürüklemekteler.

Tarımın öneminin arttığı değil, anlaşıldığı bugünlerde “fikri olan geleceğe katkıda bulunabilir” düsturuyla üretici, tarımsal ticaret, AR-GE ve Kamu olarak tarımda dünü değil geleceği konuşmamız gerekiyor. Çokça tekrar ettiğimiz ülke ihtiyaçlarını üretim yanında tarımsal ticaretin hedeflerine uygun yeniden üretim planlamasından kaçış yok, yapmak zorundayız.

#BizBizeYeterizTürkiyem kampanyası deniyor! Kampanya değil artık her alanda yapılacak planlama ve oluşturulacak inovasyonla tarım ayağına yön vermek ve tarımda kendi kendine yetebilmeye katkı vermek istiyoruz.  Kim duyar, kim dikkate alır çok da önemli değil. Bizim karınca misali tarafımız belli, Devlet ve Millet.

“Tarımda kendi kendine yeterlilik” ile “yerli ve milli üretim” kavramlarının şaka veya bir slogan olmadığı, gelecek adına zorunlu bir bakış olduğunu toplumun her kesimi kabul eder. Umarım Büyük Önder Atatürk’ün, “Milli Ekonominin Temeli Ziraattir. sözünün ne anlama geldiğini ve derinliğini bu musibetle anlatabiliriz.

Gıda üretimi için tarım sektöründe üretimin devamlılığı şarttır, üretim zincirinin kırılmaması gerekir. Zor zamanda ve gelecekte tarım sektöründe yapılacak planlamalarda “üretime devam” kararlılığı başlığında, üretimin önüne çıkacak engellere çözüm ve üretim planlaması acilen yapılmalıdır. Üretim planlaması ülkenin ithalat yapma zorunluluğu olan temel gıda maddelerinin üretimini teşvik ederek kendi kendine yetebilirlik sözünün karşılığını oluşturacaktır.

 Ülkelerin geleceklerini yeniden dizayn etmeye hazırlandığı bugünlerde; savunma sanayii, enerji ve tarım sıralamasının yeri değişmiş veya önemi eşitlenmiştir. Biz ne yapacağız peki? Temel gıda ürünlerinin bazılarında 2024 planlamasını mevsimsel olarak kaçırmış olabiliriz. Yeterli olmayan ve zorunlu ithalat yaptığımız bazı ürünlerde 2025 yılını hedefe koyup öncelikle ihtiyacımıza göre yönlendirme yapılabiliriz, tabi ki destekleme programımızı hedefe göre planlamalıyız.

Türkiye’nin ihtiyacı olan yağlık ürünler içinde önemli bir yere sahip olan ayçiçeği ekilişleri Çukurova’dan sonra Orta Anadolu ve Trakya’da başlamak üzere. Ayçiçeği ekim alanında 2021-2022 yıllarında dünyada arzın azalması nedeniyle üreticiyi memnun eden fiyatlara ulaştığından ekiliş alanlarında hissedilir bir artış oldu. 2023 yılında fiyatların düşmesiyle 2024 ekiliş yılında ciddi bir azalış olacağı tahmin edilmekte. Yapamadığımız üretim planlaması yüzünden üretici oluşan fiyatlara göre ürün desenine kendisi yön vermeye çalışmakta, bunun da yolunu bir önceki yıl oluşan fiyatlara göre belirlemekteler.

Ayçiçeği; son yıllarda ekiliş ve veriminde ciddi artış sağladığımız ana ürün konumuna gelmiştir. Son 10 yılda ekiliş alanı 600 bin hektar iken 800 bin hektara çıkmış buna karşılık üretim 1.000.000 ton dan 2.100.000 tona yükselmiştir. Üretim alanı % 25 artarken verim % 100 artmıştır. Sebebi Konya’mız gibi modern tarım tekniklerini kullanan, verimi yüksek tohumlukların geliştirilmesi, sulu tarım alanlarında üretimin ve birim alandan alınan verimin arttırılmasını gösterebiliriz.

Türkiye’de çiftçilerin önemli bir bölümü ürünün fiyatına bakarak hangi ürünü ekeceğine karar verir. Hem Türkiye hem de dünya fiyatlarındaki hızlı artış üreticiyi ayçiçeği ekimine yönlendirdi. Alternatif ürünlerde de fiyatlar arttı. Buğday fiyatı düşük olsa ayçiçeği üretimi bu yıl daha çok artardı. Üretim artışındaki bir başka önemli neden ise, kuraklık ve buna bağlı su sorunu. Bazı illerde planlı, bazı yerlerde ise çiftçi, kuraklığın etkilerini hissederek daha az su isteyen ayçiçeği üretimine yöneldi.

2021 yılında, 2,067 milyon ton, 2022 yılında 2.415 milyon ton, 2023 yılında 2,6 milyon ton üretime ulaşmamıza rağmen bir o kadar değişik kalemlerde ayçiçeği ithalatı yapmış durumdayız. Türkiye’nin ayçiçeği üretiminde kendine yeterlilik oranı hala % 59 oranındadır. Dünyada üretim vardı, kendi üretimimizi arttırdık satın aldık. Açığımız olan yaklaşık 2 milyon tonu ya üretmek zorundayız, ya da almak zorundayız. Bugün ayçiçeği üreticisi ülkelerden başı çeken Ukrayna, Rusya, gibi ülkelerde üretim fazlalığından Türkiye’deki fiyatların altında bir dış alım fiyatı ile ürün bulmak mümkün. Bizde üretim yeterli olmasa o zaman oluşacak fiyatı ve sanayicinin seyret ağıtını.

Dünyada 2021 yılında, 49,127 milyon ton, 2022 yılında 57,2 milyon ton, 2023 yılında 51,642 milyon ton üretim ve oluşan fiyatlarla ülkemizde ayçiçeği üreticisi özellikle 2024 yılında başka ürünlere yöneleceği gözükmekte. Ayçiçeği ticareti ve sanayicisi bunun acısını 2025 ve 2026 yıllarında çekecek. Tabi yansıması yine tüketiciyi etkileyecek. Tekrar edelim mi! “Tüketicinin korunması üreticiyi korumaktan geçer.”

Konya ayçiçeğini sevdi; sulu alanlarda üretimi yapılan diğer ürünlerle karlılığın yaklaşması, üretim sezonunun daha kısa olması ve su tüketiminin diğer ürünlerden düşük olması üreticimizin ayçiçeği tercihinde önemli oluyor. Tarımsal üretim açısından ülke ortalaması 290 kg/dekar iken Konya çiftçisi 350-400 kg. verimi ve ülke ortalamasının üzerinde yağ oranını yakalamış durumda. Ayçiçeğinin bölgeye kattığı önemli bir değerde münavebeye önemli alternatif bir bitki oluşudur. Ancak 2024 üretim sezonunun ekilişinin yaklaştığı bugünlerde hem Konya Ovası’nda hem de ülke genelinde yağlık ayçiçeği ekilişinin beklenenden çok daha az olacağı aşikar.. Çerezlik ayçiçeğinin ekilişi ise aynı seyrinde devam edecek gibi gözüküyor.

2022 yılı TÜİK verilerine göre Türkiye’de 901 bin hektar alanda ayçiçeği ekiminde 2 milyon 415 bin ton üretim yapılırken, 2023 yılında 960 bin hektar alanda 2 milyon 600 bin ton üretim yapılmıştır.  Konya’da 2023 yılında 68 bin hektar alanda 300 bin ton üretim gerçekleştirilmiştir.

Konya 2024 ÇKS müracaatlarına göre 47 bin hektar yağlık 25 bin hektar çerezlik ayçiçeği ekimi yapılacağını göstermektedir. 2023 yılında bu rakam 68 bin hektar yağlık, 12 bin hektar çerezlik olarak gerçekleşmişti. Türkiye genelinde 2024 yılı ekiliş alanları benzerlik gösterecektir. Ekimin yapılacağı bugünlerde Tarım Orman Bakanlığının müdahil olması, beklenen % 50lik yağlık ayçiçeği ekim alanının azalmasının önüne geçmesi gerekmektedir.

Üreticilerimiz ürünlerini miktar ve kalite olarak en üst düzeye çıkarma gayreti içerisindeyken kulakları açıklanacak ve oluşacak fiyatlardaydı elbette. Türkiye, yağlık ayçiçeğinde dünyanın en büyük ithalatçısı konumunda. Çekirdek/tohum veya ham yağ olarak “Dahilde İşleme Rejimi” kapsamında ithalat yapılıyor. İşlendikten sonra bir bölümü rafine yağ olarak ihraç ediliyor. Bu nedenle uygulanan dış ticaret politikası çok önemli. Gümrük vergileri sık sık indiriliyor, yükseltiliyor. Genellikle hasat döneminde vergi artırılarak üretici korunuyordu.

Hasat devam ederken gümrük vergisinin artırılarak üreticinin korunması gerekiyor. Gümrük vergisinin sıfırlanması veya azaltılması sanayici için dış alımı daha avantajlı kılmakta ve ithalatla ayçiçeği 2023 yılında 12 TL/Kg mal edilebildi.  Serbest piyasada 44 yağ 8 nem yağlık ayçiçeği 12.5/14 TL/Kg arasında işlem görürken Konya’mızın katalizör kurumu 14.5 TL/Kg fiyat uygulayarak üreticinin yanında yer almıştır. Üreticilerimizin ortalama 13 TL/Kg maliyeti ve yaklaşık aynı fiyatlarla satışı ile üretimden hızla çıkmaktadır. Tedbir şart!

Ayçiçeği ürünü kullanan sanayici için gümrük vergisi ve ithalat kotalarının belirlendiği aşamada, hasat zamanı yurt içi piyasadan alım yaptığını gösterir belgelerini sunan kuruluşlara, hasattan sonra yurt dışı fiyatlarının cazip olduğu dönemde ithalatını yapacağı anda destek ve fırsat verilmelidir. Bu sanayici için hem hasat döneminde yurt içi ürününü pahalı alması durumunda stok maliyetinde yurt içi ürün hiç kullanmayan rakiplerine karşı rekabetinde yardımcı olunacaktır. Ayrıca hasat döneminde yurt içi ürün alımını teşvik ederek üretici korunacaktır, hem de faiş fiyatların önüne geçilerek tüketici korunacaktır.

Ukrayna, Rusya gibi ayçiçeği dış satımı yapan ülkelerle bizim üreticimizin üretim maliyetleri açısından kapatılamaz farkları bulunmaktadır. İklim şartları ve yağış rejiminden dolayı Trakya ve Karadeniz’de üretilen ayçiçekleri hariç sulama yaparak ayçiçeği üretmek zorundayız. Ayrıca topraklarımızın organik madde miktarının yetersizliğinden dolayı gübreleme yapmak zorundayız, hem de yoğun gübreleme. İthalat yaptığımız ülkelerde sulama enerji maliyetleri ve gübrelemede yapılacak masrafların azlığını veya olmadığını düşünürsek bizim üreticilerimizin rekabet şartlarının zorluğu ortaya çıkmaktadır.

Kısa bir hesap yapacak olursak; Türkiye’de sulu ayçiçeği üretiminde 11-12 TL/Kg kendi tarlası, 13-14 TL/Kg kiralanmış tarlada üretim maliyeti ortaya çıkıyor. Bu maliyetlerde girdiler üzerinden oranlara dikkatinizi çekmek isterim. % 40 Sulama enerji maliyeti, % 25 Gübreleme, % 15 Bitki Besleme (N P K hariç), % 5 Tohum, % 5 Zirai İlaç, % 5 Mazot, % 5 işçilik.

Ülkemizin katalizör kurumlarından Konya Şeker her yıl olduğu gibi ayçiçeği fiyatlarını 2023 yılında 14,5 TL/Kg alım gerçekleştirerek, fiyat üreticinin beklentisinin altında kalsa da fiyat açıklama cesaretinde bir kurumu bizler ve üreticiler takdir etmekteyiz. 44 yağ oranında 14,5 TL/Kg olarak uygulanan ayçiçeği fiyatı dünya piyasasının üzerinde olsa da girdi maliyetlerine bakıldığında sürdürülebilir tarım için yeterli görülmemektedir. Bakanlığımızın da tüm ürünlerde yapması gereken hasat zamanı dünya üretimleri ve kendi üretimlerimizi göz önüne alarak fiyat politikasına üretici lehine müdahil ve belirleyici rol almasını beklemekteyiz.

Hasat zamanı gümrük vergisinin sıfırlanması veya düşürülmesi, sonrası ayçiçeği ithalatındaki zorluklar, fiyatın artması bitkisel yağ ve yem sektöründe ciddi sıkıntılara neden olacaktır. Tüketicinin en çok tükettiği yağlardan biri olan ayçiçeği yağının fiyatı artıyor. Yem ham maddesi olan ayçiçeği küspesindeki fiyat artışı ise yem fiyatlarını dolayısıyla et, süt, yumurta gibi hayvansal ürünlerde fiyat artışına neden oluyor.

Ayçiçeğinde örnekleme yaptık; mısırda, soyada kendimize yeterli değiliz. Bu ürünlerde üretim fazlası olan ülkelerin ihracat yasaklarından olumsuz etkilenmemek için, ayçiçeği örneğinde anlattıklarımız diğer ürünler için de planlama yapmamız gerekmektedir.

“Toprak o kadar cömert ki, dökülen her damla alın terinin karşılığını verir.” diyor, önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK.

Günümüzdeki savaşların silahı da gıdadır. Dolayısıyla savunma sanayisi de tarımsal üretim olmuştur. Tarımda üretim zincirinin kırılmaması, sürdürülebilirliğin sağlanması ve hayatımıza keşkeleri almamak için tedbir alırken bugünlerde hızlı düşünüp karar vermeliyiz.

Azimle, kararlılıkla; terimizi, emeğimizi toprakla buluşturmaya var mısınız? Ben varım.

#topragınadamı

Celil Çalış

1973 Yılında Konya/Kadınhanı ilçesinde doğan Celil ÇALIŞ, Konya Çumra Ziraat Meslek Lisesinden 1992 yılında mezun olduktan sonra Tarım ve Köy işleri Bakanlığı Erzurum / Çat İlçe Müdürlüğünde Ziraat Teknisyeni olarak göreve başladı. Sırasıyla Antalya / Elmalı, Antalya /Alanya ve Konya İl Tarım Müdürlüklerinde değişik kademelerde görev yaptı.

Previous Post
Next Post

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir