Celil Çalış – Toprağın Adamı

KURBAN AREFESİNDE HAYVANCILIK ZORDA

Kurban kesme ibadeti, Müslümanların Allah (cc) için kurban kestikleri, Allah’a (cc) teslimiyetin, adanmışlığın, şükrün ve olmayanla paylaşmanın verdiği mutluluk nedeniyle bayrama dönüştürdükleri bir dini vecibedir.

Ülkemizde Kurban Bayramı dini vecibe, kültürel bir paylaşımın yanında hayvancılığın harmanıdır.  Türkiye’de her yıl bir milyona yakın büyükbaş ve üç milyona yakın da küçükbaş hayvan kurban edilmektedir.  Büyükbaş hayvanlar azami yedi kişiyle ortak kesilebildiğinden tahminen 6-7 milyon hisse yani 6-7 milyon büyükbaş ortağı kurban kesme mükellefi vardır. Buna küçükbaş kesen mükellefleri de dahil ettiğimizde tahminen 9-10 milyona yakın mükellefin varlığından söz edilebilir.

Ortalama bir hissenin 30-35 kg olduğu kabul edilirse, 300-350 bin ton karkas elde edildiği sonucuna varılabilir. Bunun üçte birinin dağıtıldığı varsayıldığında 100 bin ton karkasın dağıtıldığı düşünülebilir. Türkiye’de 2025 nüfus 86 milyondur. Bir ailedeki ortalama fert sayısının beş olduğu kabul edilirse 17,2 milyon aileden söz etmek mümkündür.

Biraz önce yapılan hesaplamada 9-10 milyon hisseden bahsetmiştik. Buna göre 6-7 milyon insanımız ya da aile kurban kesememektedir. Buna göre üçte biri kesmeyenlere dağıtılmış olsa aile başına 10 kg, her ailenin beş kişiden oluştuğu varsayıldığında kişi başına 2 kg karkas kurban eti düşmektedir.

Yetmeyen hayvan varlığınca üzülerek görüyoruz ki! yurtdışından kasaplık harici kurbanlık hayvan ithali gerçekleştiriliyor. Bu dönem hayvancılığın dip yaptığı, önüne göremediği, yetiştiricilerin bu işten ellerini çektikleri bir dönemin içine sürükleniyoruz. Hatayı anlayan sorumluluk sahipleri “hatadan dönmek fazilettir” düsturundan hareketle, hayvancılığı destekleme kararının alınacağı günleri hayal ediyor ve bekliyoruz.

En azından 2025 yılında kurbanlık ithalatı gündemde değil ancak hayvan varlığımızın giderek azaldığı son 5 yılda üretimin desteklenmesi yerine ithalat seçeneği ilk başvurulan çare olarak gündemdeki yerini koruyor.

Türkiye’nin günümüzde yaklaşık 17 milyon büyükbaş, 55 milyon küçükbaş, 500 milyon kanatlı hayvan varlığı bulunmaktadır. Ülkelere göre değişmekle birlikte (Müslüman toplumlar için) kaliteli, yeterli proteinli bir beslenme için gerekli olan ortalama hayvan varlığı büyükbaşta nüfusun ¼’ü, küçükbaşta nüfusa eş değer, kanatlıda nüfusun on katı hayvan sayısına sahip olmak pratik olarak bilim insanları tarafından kullanılan basit hesaplama şeklidir. Buna sahip miyiz? Değiliz.

Türkiye’nin hem kurbanlık hayvan hem de kırmızı et ihtiyacı ülke içerisindeki kaynaklardan karşılanabilir. Yeter ki hedefler doğru konsun, yetiştiriciler doğru desteklensin. Türkiye’de bitkisel ve hayvansal üretimin yeterli potansiyelinin olduğunu hepimiz biliyoruz. Ülkemizde tarımda ithalatın ticaretten değil de ihtiyaçtan dolayı konuşulması biz tarım gönüllülerini derinden yaralamakta, çare bulmak için çırpınmaktayız.

İnsanımızın et tüketimini kurban etine göre değerlendirmek tarım kültürü üst seviyede olan hem de hayvancılığın Türk Milletinin geleneğinde olduğunu ortaya koyarsak kültürümüze ve geleneklerimize saygısızlık yapmış oluruz. Türkiye’nin hedefi kişi başı 12-13 kg olan kırmızı et tüketimimizi önümüzdeki beş yıllık sürede iki katına çıkarmak ve gelişmiş ülkeler seviyesine yaklaştırmak olmalıdır.

Bunun yolu yurtdışından hayvan ithal etmek değil, ülke içi kaynakları ve potansiyeli harekete geçirmekle olur. Yetiştiricilerimiz et üretimini ne kadar ucuza mal ederse, et tüketimi de o kadar ucuz olacaktır. Geleceğimizin teminatı insanımızın bedenen ve zihnen sağlıklı, ülkesine ve milletine faydalı nesillerin yetişmesinin yolu, yeterli- dengeli beslenme ve özellikle hayvansal kökenli protein tüketimine bağlıdır. Kurban buna önemli bir vesiledir.

“Ben hanîf olarak, yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.” (el-En’âm, 79) diye dua ederek kesiyoruz kurbanımızı.

Allah’a adanmışlığın, şükrün ve paylaşmanın hayatımızın her noktasına ve tüm zamanlarında hissedilmesine vesile olması dileğiyle Kurban Bayramı’mız mübarek olsun.

#topragınadamı

Celil Çalış

1973 Yılında Konya/Kadınhanı ilçesinde doğan Celil ÇALIŞ, Konya Çumra Ziraat Meslek Lisesinden 1992 yılında mezun olduktan sonra Tarım ve Köy işleri Bakanlığı Erzurum / Çat İlçe Müdürlüğünde Ziraat Teknisyeni olarak göreve başladı. Sırasıyla Antalya / Elmalı, Antalya /Alanya ve Konya İl Tarım Müdürlüklerinde değişik kademelerde görev yaptı.

Previous Post
Next Post

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir