Celil Çalış – Toprağın Adamı

MUCİZENİN ADI: CEVİZ

MUCİZENİN ADI: CEVİZ

Bildiğimiz üzere cevizin anavatanı Anadolu, Hazar Denizi’nin güneyi ve İran’ın batısını içerisine alan coğrafyadır. Bu nedenle gerek ülkemiz ve gerekse doğu, güneydoğu ve kuzeydoğu komşularımızı da kapsayan alan ceviz yetiştiriciliği konusunda en uygun bölgelerdir. Coğrafi avantaja rağmen cevize her nedense ülkemiz ve çevre ülkelerde yeterince önem verilmemiştir. Bunun yerine, ya sezonluk ziraat yapılmış ya da ekonomik ömrü cevize göre çok kısa olan meyveciliğe yönelinmiştir. Oysaki cevizin değerini kavrayabilseydik, emsali hiçbir meyve veya orman ağacı ile kıyas edilemeyeceğini de görebilirdik.

Ceviz;  Anadolu’nun ulu, görkemli ve yerli ağaçlarından biridir. Besin değeri çok yüksektir.  Kerestesi mobilya sanayi için değerli bir ham madde, ekonomik ömrü çok uzundur (100 yıldan fazla). İyi bir orman ağacı, kuvvetli gelişen kökleri yardımı ile yamaçlarda toprak kayması ve aşınmasını (erezyonu), dere kenarlarında sel baskınlarını önler.

Ceviz, sağlık ve beslenme bakımından çok önemli bir meyve türüdür. Genel olarak cevizde; % 3.5 su, % 15-30 protein, % 55-77 yağ, % 1.5-3 kül, % 5-15 oranında karbonhidrat bulunmaktadır. Ca, P, Mg, Fe, Na, K gibi mineral maddeler bakımından zengindir. A, B1, B2, B6, C vitaminlerini de içermektedir. 1 kg ceviz yaklaşık 7.000 kalori enerji sağlamaktadır.

Cevizin aşırıya kaçmadan tüketildiğinde sağlığımıza birçok etkisi bulunmaktadır.  Doğanın en şifalı besinlerinden biri olan cevizin kavrulmuş, tuzlanmış olanlarını tercih etmeyelim. Çünkü ısıya maruz kalınca içerdikleri yağlar bozulur, özelliklerini kaybeder ve kanserojen maddeler oluşur. Sadece cevizin değil, tüm kabuklu kuruyemişlerin besleyici özelliklerinden faydalanabilmek için mutlaka çiğ tüketilmesi tavsiye edilir. Ceviz gibi kabuklu yemişlerin, kabuklu olarak saklanmasını ve ancak yenebilecek kadarının kırarak taze olarak tüketilmesi önerilir.

Ceviz gibi kabuklu yemişler doğal olarak ambalajlıdır. Havayla temas edince içlerinde bulunan faydalı yağlar okside olarak bozulur. Bu nedenle kabuklu olarak satın alınmalıdır. Sert kabuğunu kırdıktan sonra sakın cevizin üstündeki ince, kahverengi kabuğu soymaya kalkmayın. Bu ince kabuk değerli bileşenler, güçlü antioksidanlar içerir.  

Ceviz, sağlıklı yağlar içeren tüm besinler gibi saatlerce tok tutar, kan şekerini dengeleyerek açlık ataklarını önler, yani kilo kontrolüne yardımcıdır. Kilosunu korumak, kilo vermek isteyen herkes bu mucize besinden faydalanmalı. Diyetisyenlerin araştırma bulguları ceviz, fındık, badem gibi kuruyemişleri beslenmesine ekleyenlerin daha kontrollü ve sağlıklı kilo verdiğini gösteriyor. 

Tıp alanında yapılana çalışmalar ışığında; cevizin kanserlerde koruyucu etkisi olduğuna dair araştırmalar bulunuyor. Meme ve prostat kanserinde tümör oluşumunu yavaşlattığını gösteren bir çalışma, bu değerli besinin sadece kanseri önlemede değil, tedavisinde de etkili olabileceğini işaret ediyor. Bağırsak sağlığını koruyan bir işlevi bulunur. Aynı zamanda kalp dostudur. Omega-3 yağ asitleri ile kanın pıhtılaşmasını önler, damar sertliğiyle savaşır. Cevizin içinde bulunan L-arginin, damar sağlığını koruyarak kalp krizi riskini azaltır. Damar hastalıklarına sebep olan plak oluşumunu engelleyici etkisi bulunur. İçeriğinde bolca bulunan Omega-3, romatizmal iltihabı azaltır.

Ayrıca Alzheimer hastalığına karşı koruyucudur. Göz sağlığını da korur. Depresyona karşı savaşır. Beyindeki ‘serotonin’ seviyesinin düşmesini engelleyerek bizi mutlu eder. Kan şekerini dengelemeye ve insülin direncini kırmaya yardımcı olan ceviz, Omega-3 zengini, glisemik indeksi düşük ve bağışıklık sistemini dengeleyici özelliğiyle anti-diyabet beslenme modelinin merkezinde yer almalıdır.

Cevizin yüksek oranda yağ içeriği için kilo aldırdığı söylense de gerçek bunun tam tersidir. Ceviz, sağlıklı yağlar içeren tüm besinler gibi saatlerce tok tutar, kan şekerini dengeleyerek açlık ataklarını önler, yani kilo kontrolüne yardımcıdır. Yüksek oranda yağ içerdiği için kalorisi oldukça yüksektir.

“Ceviz kabuğunu kırıp özüne inmeyen, cevizin hepsini kabuk zanneder. ” diyor, İmam Gazali.

Cevizin bu kadar faydası ve şifası yanında zararı yok mu? Var. Atalarımız ceviz ağacının altında uyuma demiştir: Ceviz ağacı sülfür salgılar. Bu gaz havadan ağır olduğu için dibe çöker. Bu nedenle ceviz ağacı altında uyuyan kişi baş ağrısı ve sersemleyerek uyanır. Ancak sülfür gazının ozon tabakasını tamir etme özelliği nedeniyle yeryüzünde ilerede olabilecek hastalık ve çevre felaketlerine karşı çok yararlı bir gazdır.                                                           Ceviz ağacının altında ot bitmez: Ceviz’in latince ismi Juglans regia’dır. Adından anlaşılacağı gibi ağaçtan salgılanan juglon maddesi ağacın altında veya yakınında bulunan bitkilere toksik etki yaparak onların sararmasına hatta kurumasına neden olur. Halk arasında ceviz ağacının altında ot bitmez denmesine neden olan bu juglon maddesidir.

Cevizin sağlık açısından önemini ve etkilerini araştırırken gözlerim yuvasından çıkacaktı. Tarım gönüllüsü olarak baktığımızda cevizdeki durumumuz ve daha çok üretim yapmak için çalışmamız gerektiği kanaatindeyim.

Meyvecilik kültürü oldukça eski tarihlere uzanan ülkemiz, günümüze kadar yapılan yetiştiricilik sonucunda, sayıları 21 milyonu bulan ceviz ağacı varlığına sahip olup, yaklaşık 225 bin tonluk ceviz üretimi ile dünyada dördüncü sırada bulunmaktadır. Fakat dünya ceviz dış satımında son sıralarda yer alan ülkemizde, ceviz en fazla ithalatı yapılan ürünlerimizdendir.

Ülkemizin dünya ceviz üretimi ve ticaretinde etkili bir konuma gelebilmesi için Anadolu’daki mevcut popülasyonlar içerisinden seleksiyon çalışmalarına devam edilmesi bulunan üstün genotiplerin korunması, çoğaltılması ile tescil çalışmalarının tamamlanarak ülkemiz standardizasyonunun sağlanması, bu çeşitlerle de kapama bahçelerin yaygınlaştırılması desteklenmeli ve tesisleştirilmelidir. Seleksiyon çalışmalarıyla bulunan ve tescil edilen çeşitlerin bulundukları yörede yaygınlaştırılması ve çoğaltılması da sürdürülebilir bir üretim sağlayacak, yanılma payını ceviz üretimi için kaybolan yılların önüne geçecektir.

Türkiye ceviz üretiminde kalite ve standardizasyon sorunu bulunduğundan ceviz ürünleri daha çok aile içi tüketim ve yurt içi tüketime yönelik olarak yapılmaktadır. Üretilen ceviz miktarı tüketimi karşılayamadığı için ülkemiz ceviz ithalatı yapmaktadır. İthalat miktarını düşürmek için kalite ve standardizasyonu yakalamamız şart.

Meyvecilik ve meyve bahçeleri tesisi uzun yıllara dayanan bir yatırım olduğu için daha baştan çok dikkatli olup uygun çeşidi seçmek gerekmektedir. Çünkü işin başında yapılacak bir hata çok uzun yıllardan sonra ortaya çıkar ve bu hatanın telafisi de çok uzun zaman alacaktır. Bu da hem emek hem zaman hem de moral kaybı demektir. Bu yüzden meyve bahçesi kuracak üreticilerin daha baştan işi sıkı tutup çok dikkatli olmaları, fidancı önerisiyle değil uzman önerisiyle çeşit seçimi yapmalarıdır.

 Bu konuda Tarım Orman Bakanlığımızın TAGEM’ e bağlı araştırma enstitüleri bünyesinde etkili ve kalıcı çalışmalar, bölge üniversiteleri işbirliği ile yapılmalıdır. Son yıllarda Orman Genel Müdürlüğünün özel ürün adı altında ceviz ve badem bahçesi tesisine cazip kredi ve DSİ tarafından sulama suyu ihtiyacına cevap verecek kuyu açım izni istisnalar haricinde maalesef tarla tarımında kullanılacak kuyuların açılmasına prosedür engel olmaktadır. Gerçekten uygun seçim ve istenen şartların oluşmasında 5 nesillik bir yatırım olduğu gerçeği ve ciddiyetini fidanlarla birlikte aşılayabilsek ülkemizin önemli bir ithalat kalemini kapatıp veya azaltıp zengin bir besin maddesi tüketimine katkı sağlayabiliriz.

Türkiye, kabuklu ceviz ithalatında dünyanın miktar bakımından ilk sırada gelen ülkesidir. Değer bakımından da İtalya’nın ardından 2. sırada yer almaktadır. Yine son 5 yılın ortalamasına göre; Türkiye kabuklu cevizin %54’ünü ABD’den ithal etmektedir. ABD’den sonra 2. ve 3. sırada %17’lik payı ile Şili ve %14’lük payı ile Özbekistan gelmektedir. Türkiye son beş yıl ortalanasında 10 bin ton iç ceviz, 55 bin ton kabuklu ceviz ithalatı gerçekleştirmiştir.  Kabuklu ceviz ithalatı birim değerleri hesaplandığında ortalama 25 TL/KG (3.500 $/ton) değerindedir. Ülkemizin ceviz üretimini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda cevizin işlenmesine yönelerek daha fazla iç ceviz üretmesi halinde dış ticaretin ve bu ticaretten oluşan değerin olumlu etkilerini fırsata dönüştürmelidir.        

Ülkemizde unlu mamuller sektörü gelişmiş olup yoğun ceviz talebi bulunmaktadır. İnsanımızın sağlıklı beslenme, alternatif tıp arayışları ceviz tüketimi ve talebini her geçen gün arttırmaktadır. “Hiçbir uygulama mükemmel değildir, mükemmel olan tek şey fikir ve projelerdir.” Yapılacak her tarımsal yatırımın, bünyesinde barındırdığı avantaj ve dezavantajlar vardır.

Bütün tarımsal yatırımlar, her biri küçük halkalardan oluşmuş bir zincire benzer. Bu zincirin gücü ise en zayıf halkasındadır. Onun için yapılacak ve kurgulanacak uzun soluklu yatırımlarda, her safhaya çok dikkat etmek gerekir. Çiftçilerimiz ve tarıma yönelecek yatırımcılarımızın en büyük hatası, bu zincirin ardışık halkalarının önemini anlayamamış olmalarıdır. Bu konudaki en büyük engel de araştırma ve geliştirme dediğimiz AR-GE’ye kamu ve özel sektör olarak gereken önemin verilmemesidir. Netice itibariyle kurulacak her bir bahçe birer fabrikadır. Ülkemizde ceviz deyince bahçede birkaç ağaç akla gelmekte, bu mantıktan çıkarak ceviz üretim fabrikalarımızı kurmamız gerek. Onun içindir ki; kurulacak her bahçenin tesis aşamasındaki kurgulanan mantık zincirinin sanayicinin fabrika kurarken göstermiş olduğu titizliğine eş değer olması gerekmektedir. Aksi takdirde kâğıt ve plan üzerinde mükemmel olan bir yatırım tarımsal yatırımlarda çokça karşılaştığımız hüsranla ve hayal kırıklığı ile son bulabilecektir.

Küsmeden, yorulmadan, kırılmadan, darılmadan mazeretsiz memleket sevdalısı sağlıklı zihinler, bağışıklık sistemi güçlü vücutların gelişmesi için dengeli beslenmeli. Sağlıklı vücutlara vatan aşkı aşılanmalı ve hayallerini kurduğumuz yarınlar için sebepler oluşturmalıyız.

#topragınadamı

Celil Çalış

1973 Yılında Konya/Kadınhanı ilçesinde doğan Celil ÇALIŞ, Konya Çumra Ziraat Meslek Lisesinden 1992 yılında mezun olduktan sonra Tarım ve Köy işleri Bakanlığı Erzurum / Çat İlçe Müdürlüğünde Ziraat Teknisyeni olarak göreve başladı. Sırasıyla Antalya / Elmalı, Antalya /Alanya ve Konya İl Tarım Müdürlüklerinde değişik kademelerde görev yaptı.

Previous Post
Next Post

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir