TARIMDA MEKANİZASYON VE ENERJİ
Tarımın doğa koşullarına bağımlılığı dolayısıyla risk ve belirsizliğin fazla olması, iklim değişikliğinden fazlaca etkilenmesi, tarım ürünlerine ilişkin arz ve talep esnekliğinin düşüklüğü, tarımsal üretim dönemlerinin diğer sektörlere kıyasla daha uzun olması bilinen gerçek.
Tarımsal Üretim ve ticaretinin belirli zamanlarda yoğunlaşması, tarımsal ürünlerin korunup saklanmalarının ancak belirli şartlarda ve zaman içinde yapılabilmesi, tarımsal faaliyetlerden sağlanan gelirlerin diğer sektörlere göre düşük olması nedeniyle tarım sektörü ülkemizde ve tüm dünyada destekleniyor. Bununla birlikte destekleme politikalarımızın; çiftçi odaklı olduğu, üretim, kalite, ulaşılabilir fiyatlar ve sürdürülebilirliği esas aldığı pek de söylenemez.
Geleneksel tarımdan koruyucu toprak işleme ve sıfır toprak işlemeye geçişte daha fazla karmaşık bir yapıya bürünen mekanizasyon araçları, hassas tarıma geçişte akıllı tarım makinalarını ve mekatronik unsurları da beraberinde getiriyor. Makinaların giderek daha kapasiteli ve deyim yerindeyse “akıllı” hale geldiği bu dönemde, bu yatırımların yapılabilmesi için kısa, orta ve uzun vadeli bir tarımsal mekanizasyon politikamızın olması oldukça önemli. Akıllı tarım teknolojilerinin alımını destekleyecek bir eylem planımızın olmaması halinde, tarımda gelişmiş ülkelerle rekabet etmemiz çok daha zor hale gelecek. Nitekim daha şimdiden “henüz yeterli talep olmasa da” Avrupa’da bazı gelişmiş ülkelerde satılan yeni tarım ekipmanlarının yüzde 70-80’inde akıllı tarım teknolojisi bileşeni yer alıyor.
Akıllı tarım kombine tarım makineleri diyoruz ama 120 beygir gücü üstü traktör üretimimiz yok. Ama kombine makine ve yüksek kapasiteli tarım makinelerini çalıştırmak için 120 beygir gücü üstü traktörlere ihtiyaç duyulmakta.
Türkiye’de sektörün ihtiyaç duyduğu tarımsal mekanizasyon araçlarının tamamına yakını (150bg traktör dahil) imal edilmektedir. Bununla birlikte bu konuda istisnalar da vardır. Bunlar:
- Satış adetleri bakımından üretimi rasyonel olmayacak ürünler (ölçek ekonomisi, marka tanınırlığı),
- Çok büyük tarımsal arazilere ve işletmelere uygun kapasitede traktörle çekilir veya kendi yürür makineler (özellikle kendi yürür hasat makineleri (biçerdöver, pamuk hasat, ilaçlama vb.))
- Çok yüksek seviyede mühendislik içeren, özellikle akıllı tarım ekipmanları (mühendislik bilgi, teknoloji ve alt yapı gereklilikleri)
Bu gibi mekanizasyon araçları çok düşük bir seviyede imal edilmekte, ihtiyaçlar genel olarak ithalat yoluyla sağlanmaktadır. Sektörde ulaşılan konum dış ticaret verileri üzerinden değerlendirildiğinde, daha ölçülebilir sonuçlara ulaşılmaktadır. Buna göre 2000’lerin başında 20–30 milyon dolar seviyesinde ekipman, 30–40 milyon dolar seviyesinde traktör ihracatı yapan ve dış ticaret açığı veren Türk Tarım Makineleri Endüstrisi, bugün 1 milyar dolar seviyesini aşan ihracatı ile dış ticaret dengesini kurmaya hatta kayda değer bir ölçüde fazlasını vermeye başlamıştır. Bu değişim, ülke sıralamasından da izlenebilir. 2001 yılında 31. sırada olan ve toplam dünya ihracattan binde 3 pay alan Türkiye, 2021 yılını 15. sırada tamamlamış ve toplamdan aldığı payı yüzde 1,7’ye yükseltmiştir.
Yeterlimi? Kesinlikle yeterli değil daha fazlasını yapabilecek kapasite ve imkanlarımız var.
Bununla birlikte sektörün daha fazla gelişim göstermesi, öncelikle iç pazarın (yerel tarımsal işletmelerin) bu gelişime uygun makine talebinde bulunmasına bağlıdır.
Tarım alet makinaları üretiminde çeşit, kalite ve rekabette ülkemiz, dünya standartlarının üzerindedir. Eksiğimiz kendi yürür katma değeri yüksek makinalarda üretim yapamamamız veya istenilen seviyede olmamak. Biçerdöver, traktör, kendi yürür ilaç makinesi gibi makineleri artık üretmemiz, ürettiğimiz makinaları kullanmamız, daha ötesi ihracatta yerimizi almamız gerekiyor.
“Ülkemizde tasarlanabilecek, üretilebilecek, geliştirilebilecek hiçbir ürünü, acil durumlar haricinde yazılım sistemi dahil kesinlikle dışardan hazır olarak almayacağız. Gerekirse daha çok zaman harcayacak, daha çok para harcayacak ama mutlaka kendi tasarımlarımızı, ürünlerimizi, sistemlerimizi geliştireceğiz”. diyor Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN
26 Temmuz 2019 tarihinde Polatlı TİGEM’de toplum huzuruna Cumhurbaşkanımız tarafından çıkarılan elektrikli traktör eksiksiz değil illaki. İşe başlamak işin yarısıdır. Elektrikli traktör üretimine yol veren Cumhurbaşkanımıza, zamanın TAGEM Genel Müdürüne, girişimci sanayicimize ve çalışanlarına tarım camiası olarak minnettarız. Bu işin ciddiyetinden uzak önyargılı insanlara bu milletin evlatlarının neler yapabileceği birçok firmamızla birlikte ortaya konmaya devam edeceği inancındayım.
Kocaeli Dilovası organize sanayii bölgesinde elektrikli traktör üretimine emeğini ve sermayesini koymuş girişimci sanayicilerimizin emek, masraf en önemlisi hayalini yerinde gezdim. Yetkililerden bilgi aldım. Bilgi yanında azalmış ancak sıcak tutmaya çalıştıkları kor alev gelecek vizyonlarına şahitlik ettim. Bizzat Cumhurbaşkanımızca denenen ve seri üretime biran önce geçilmesi konusunda talimat alınan elektrikli traktör üretimi konusunda tüm prosedürler tamamlanmış. Seri üretime geçmek için başlangıçtaki destek ve samimiyet azaldığından manuel üretimle elektrikli traktörlerin aynı BG ye sahip dizel traktörlere göre güç üretiminde 1,7 kat fazla, yakıt tüketiminde 6 kat az yakıtla çalışabildiği ortaya konmaya çalışılacak olmaları yaptıkları işe inançlarını göstermekte.
Basit hesap bir örnekle paylaşırsak;
Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR) Sektör Raporu’nda ülkemizde yıllık ortalama traktör kullanım süresi ortalama 550 saat olarak belirtilmiştir. Yıl boyunca yalnızca pullukla çalışma yapıldığında, elektrikli traktörde yıllık enerji tüketimi 16.890,5 kWh. Elektrik maliyeti ise; Kasım 2022 tarifesine göre 3,7 TL/kWh olarak alındığında yıllık enerji maliyeti elektrikli traktörde 62.494,85 TL ‘dir.
Dizel yakıtlı traktörde kullanım süresi ortalama 550 saat alındığında ve traktörün yıl boyunca pulluk ile toprak işlediği yapıldığında yıllık yakıt tüketimi 14.850 litre olarak hesaplanmaktadır. Bu değer maliyete çevrildiğinde EPDK akaryakıt istasyon pompa fiyatları Kasım 2012 tarifesi 24,90 TL/L olarak alındığında yıllık yakıt maliyeti 369.765 TL’dir.
Bu hesaplamadan yola çıkacak olursak: 26 Temmuz 2019 günü yaşanan heyecanın tekrar yakalanarak biran önce arazilerimizde elektrikli traktörleri görmeyi umut ediyoruz.
Alınan görevleri yapmak ve yapıldığını takip etmek lâzimdir. Millet hayatında başarı devamlılığa bağlıdır. diyor Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ
Milli Savunma Bakanlığının ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN gibi kuruluşların sipariş usulü milli firmalarımıza güvenerek ürettirdiği mühimmatla askerimiz ve polisimiz sınır ötesinde ve yurdumuzda destan yazmakta.
Tarım Orman Bakanlığı, savunma sanayiinden daha kolay olan akıllı tarım makinalarının, kendi yürür makinaların oluşabilmesi için zemin hazırlamalı. Garanti alım, sipariş usulü yerli firmalarımızla ülkemizde ihtiyaç duyulan ve duyulacak olan makine taleplerini üretmek için çalışma başlatmalıdır. Bünyesinde bulunan Tarıma Alet Makinaları Test Merkezi, üniversitelerimizin ilgili akademisyenlerini, bu konuda söyleyecek sözü, ruhunda heyecanı olan özel sektör temsilcilerini bir araya getirmelidir. İhtiyaç duyulan makinaları yoksa satın alırız anlayışının artık geride kalması gerektiğini düşünüyorum.
Çalışanlar kötülük etmeye vakit bulamazlar, çalışmayanlar ise kendilerini kötülüklerden kurtaramazlar. Diyor Hz. Ali (r.a.) efendimiz. Çok çalışmalıyız çok..
Tarımsal kalkınmada, mekanizasyon açısından önem verdiğimiz bir diğer konu ise ortak makine kullanımı. Ortak makine kullanımında ülkemizde şimdiye kadar uygulanan metotlar, tarımın kendine özel zaman kısıtları, ortalama arazi büyüklükleri ve özellikle çiftçilerimizin sosyal alışkanlıkları nedeniyle başarılı olamamış durumda. Tarımsal gelişmiş ülkelerde ortak makine kullanımı modelleri incelenip ülkemize özgü bir model oluşturulmalıdır. Arazi toplulaştırması tamamlandıktan sonra düzgün şekilli yeterli parsel büyüklükleri ile özellikle akıllı tarım makinaları için ziraat odaları, tarımsal kooperatif ve birlikler bu sistemin çiftçi tarafından kullanılması için devreye alınmalıdır.
Bu konuda gündemde olması gereken en önemli konu ise eğitim. Çiftçi duyduğuna değil gördüğüne inanacaktır. Çiftçi kuruluşları tarafından modern tarım teknolojilerinin kullanımına yönelik eğitim programlarının yanında devlet desteklerinin üretimi arttırıcı gerçekçi çalışmalara yönlenmesi için bu konunun tekrar gözden geçirilmesi gerekir.
#topragınadamı



