Türkiye tarım ülkesi ve ekonomik kalkınmasının en önemli başlıklarından birisi tarımdır diye geldik hep. Tarım deyince akla ilk gelen buğday, beslenme deyince akla ilk gelen ekmek olagelmiştir, ülkemizde ve dünyada. Söylenegelen bir başka söz de buğday dünyanın en stratejik ürünüdür ve bu söz çok doğrudur.
Buğday ekim alanlarının azalmasında en önemli sebep karlılık nedeniyle özellikle sulu tarımda buğday neredeyse ekilemez boyuta gelmesiydi. Şüphesiz dünyanın en önemli temel besin maddesi olan buğdayda dünyaya ihracat yapan ülkeler diğer ülkelerde yapılan üretimleri takip ederek fiyat politikası belirlemektedir.
Rusya Ukrayna arasında devam eden savaş askeri, ekonomik ve sosyolojik anlamda uzmanlarca ve Devletimizin yetkili organlarınca yakından takip edilmekte, durum teşhisi ve alınabilecek tedbir için önlemler ortaya konulmaktadır. Durumu en hassas değerlendirmesi gereken Tarım Orman Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı diyebiliriz. Hem Buğday, Ayçiçeği başta olmak üzere ithal ettiğimiz ürünler, hem de yaş sebze meyve başta olmak üzere ihraç ettiğimiz ürünler göz önüne alınarak tarımsal ticaretimizi fırsata çevirecek bir projeksiyonla gelişmelere yön vermeliyiz.
Üreten Kuzey Yarımküre ile tüketen Güney Yarımküre arasında önemli bir ülke olan Türkiye; un, yem ve bulgur üretiminde de sayılı ülkelerden olup, dünyanın dört bir tarafına ihracat yapmaktadır. Global rekabetin arttığı, karların düştüğü bu ortamda ihtiyaç duyulan hammaddenin, istenilen zamanda, kalitede ve fiyatta bulunması son derece hayati bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır. ‘Kötü komşu insanı ev sahibi yapar’ diye güzel bir atasözümüz vardır. Bu olaylar bize göstermiştir ki, un, makarna, bulgur sanayisinin ihtiyaç duyduğu hammadde yurtiçinden karşılanmalıdır. Bunun reçetesi ‘Kaliteli ve sürdürülebilir üretim’dir.
Rakamlara bakacak olursak; Türkiye un ticaretinde dünyada birinci, makarna ticaretinde ikinci konumdadır. Yıllık 5,5 milyon ton ekmeklik un, 1 milyon ton makarna ihracatı gerçekleştirmekteyiz.
- Türkiye temel besin maddesi olarak 20 milyon ton buğday ihtiyacı bulunmaktadır.
- 5,5 milyon ton un ihracatı kendi dinamiklerinde üretemediği buğdayı temin noktasına gidilmektedir.
- 1 milyon ton makarna ihracatı yapan ülkemizde makarnalık buğday üretimi verim ve fiyat bağlantılı yeterli olmadığından ithalat neredeyse mecbur durumda.
Hasılı Ülkemiz yıllık ihtiyaç duyduğu 27 milyon ton buğdaya karşılık üretimimin 2023 yılında 21.8 milyon ton gerçekleşmiştir. Ülkemiz ihtiyaç duyulan üretimi yapmaya iklim ve üretici şartlarına baktığımızda muktedirdir. Ancak karlılık ve dünya ile rekabet edecek fiyat politikası yüzünden buğday üreticisi başka ürünlere kaymış durumdaydı. 2022 ve 2023 yıllarında TMO nun üretici lehine öncelik kullanması ve piyasayı re güle etmesiyle 2023 yılından sonra 2024 üretim sezonunda da buğday ekiliş alanlarında bir önceki yıla göre % 15 lik ekim alanı arttığı tahmin edilmektedir.
2023 TMO Ekmeklik Buğday alım taban fiyatları ton başına 8.250 TL ye ek olarak, TMO ya yapılan satışlarda ton başına 1000 TL desteklenmiştir. Makarnalık Buğday 9.000 TL ye ek olarak TMO ya yapılan satışlarda 1000 TL desteklenmiştir.
Dünyada şuan ekmeklik buğday fiyatı 240 USD = 7680 TL/ton olup, Ülkemizde harmana yaklaşılan bu dönemde piyasa şartlarında 10000 TL/Ton dan işlem görmektedir. Dünyada şuan makarnalık buğday fiyatı 330 USD = 10560 TL/ton olup, Ülkemizde harmana yaklaşılan bu dönemde piyasa şartlarında 11500 TL/Ton dan işlem görmektedir.
TMO’nun dünya piyasalarına yakın, Türkiye serbest piyasasını üretici lehine yüksekte tutacak ayrıca ciddi manada alım yapma kararlılığındaki açıklaması TMO’nun türbinden sahaya indiğini göstermektedir. Sıkça söylediğimiz TMO 5 milyon ton dan az olmayacak şekilde alım yapması gerektiği, ithalat zorunluluğunda elinde bulunan ürünün fazlalığı ile pazarlık şansını güçlendirmesi etkisini 2023 yılında 13 milyon ton hububat alımı ile gerçekleştirmiştir. TMO bu varlığı ile 2023 hasat ve sonrası dönem ile 2024 te bu güne kadar piyasayı ve piyasa fiyatlarını re güle ederek diri tutmuştur. TMO 2024 yılı hububat alım fiyatlarında üretici lehine taraf olarak taban fiyat açıklamasını yapmalı, 2022 ve 2023 yılında yaptığı başarılı çalışmaları taçlandırmalıdır.
Tarım Orman Bakanlığı verilerine göre 2023 üretim yılına göre Dünyada ortalama yıllık 796 milyon ton buğday üretimi, 783 milyon ton buğday tüketimi gerçekleşmektedir. Dünyada 2023 yılında buğday stoku 269 milyon tona ulaşmıştır. Dünyada sürdürülen buğday stokunun 143 milyon tonu yaklaşık yarısı Çin de bulunmaktadır. Dünyada üretilen buğdayın 211 milyon tonu ticarete konu işlem görmektedir. En büyük stok oluşturan ülke Çin. İhracatçı ülkelerde başı çeken Rusya. Tarım ülkesi olduğumuzu iddia ediyoruz, biz bu işin neresindeyiz? Rolümüz aktör olsun, üreticimizin geliri artsın yarınlara umutla bakacak planlamalar yapsın.
Ulusal Hububat Konseyi ve ABD Tarım Bakanlığı verilerine göre 2022-2023 üretim sezonunda 796 milyon ton üretim, 783 milyon ton tüketim ve 269 milyon ton stokla buğday üretimi devam edeceği, ticaretine yön vereceği görülmektedir. Rakamlardan da anlaşıldığı gibi kıtlık senaryolarından daha ziyade ticarette söz sahibi olabilmek için üretim tüketim dengesini sağlamamız için tekrar söyleyelim, üretim planlaması şart.
ÜLKESİ | BUĞDAY ÜRETİMİ (Milyon Ton) 2023 YILI | |
1 | ÇİN | 140 |
2 | AB ÜLKELERİ | 138 |
3 | HİNDİSTAN | 113,5 |
4 | RUSYA | 85 |
5 | AVUSTRALYA | 67 |
6 | ABD | 47,33 |
7 | KANADA | 35 |
8 | PAKİSTAN | 28 |
9 | TÜRKİYE | 21.8 |
10 | UKRAYNA | 17,5 |
TOPLAM | 693 |
Tabloda görüldüğü gibi Dünya Buğday üretiminin 693/796 % 87’si AB ve dokuz ülke tarafından karşılanmakta olup, Çin, Hindistan, AB Ülkeleri gibi üretimde yekûn teşkil eden ülkeler ticarete konu değil iç tüketim kaynaklı üretimlerdir.
Rusya Ukrayna savaşı ile birlikte en fazla dış satım yapan Rusya ve Ukrayna’nın dış satım yerine kendine yeterlilik durumunu öne çıkarmışlardır. Ukrayna’da savaş tarımsal üretimin yoğun olduğu bölgeleri kapsamakta olup, Ayçiçeği ekilişleri yapılamamış, ekilen hububata bakılamamıştır. Hasadın yapılacağı bu günlerde verim kaliteden daha ziyade geçen yılın stokları eritilerek bu yılın hasadı stoklanmaya çalışılmaktadır.
Hindistan’ın yaptığı buğday ihracatının kapatıldığı açıklaması buğday ticaretini miktar olarak çok etkilememekle birlikte oluşturacağı spekülasyon asla yabana atılmamalıdır. Hindistan 2022 yılında ürettiği 90 milyon ton buğdayı 2023 yılında 113.5 milyon tona yükseltmiş ve çoğunlukla iç piyasada tüketmekte hatta üzerine Rusya’dan dış alım yapmaktadır.
İstanbul’da imzalanan tahıl koridoru anlaşması ile Türkiye dosta güven düşmana eyvah çok önemli bir hamle yaptılar dedirerek hayıflandırdığı bir gelişmeye yön veren model olmuştur. Demek ki tarımı dikkate alan kararlara kafa yorulursa ulusal ve uluslararası adımlar atılabiliyormuş.
Rusya-Ukrayna savaşının gölgesinde Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere Dışişleri Bakanımız ve Tarım Orman Bakanımızın önemli uğraşları ile imzalanan “Tahıl Koridoru Antlaşması” şu anduraklasa da 2023 yılında önemli bir başarıydı. Ülkemiz dünyada tahıl ihtiyacı bulunan ülkelere Rusya ve Ukrayna tahıllarının (yaklaşıl 38 milyon ton) ulaşımının sağlanması konusunda aktör olmuştur.
Son yıllarda yapılan 7-9 milyon ton buğday ithalatında kazanan ithal ettiğimiz ülkelerin çiftçileridir. Üretemediğimiz kadar dünya fiyatlarında artış yükselmektedir.
Buğday Ekim Alanlarının Daralması Tehlike Eşiğinin Altına Düştü.
Buğday ekim alanları 10 yıl önce 9 milyon hektar iken 2021 yılında 6.8 milyon hektar seviyesine düşmesi üretimin sürdürülebilirliği ve arz güvenliği açısından riskten öte tehlike oluşturmaktaydı. Buğdayın stratejik ürün olduğu gerçeğinden hareketle buğday üretiminden uzaklaşılmasının doğuracağı gıda arz güvenliği sorununu bertaraf etmek için TMO’nun 2022 ve 2023 yıllarında uyguladığı doğru politika ile üretici tekrar buğdaya yönelmiş, 2024 yılında buğday ekiliş alanları 7.5 milyon hektara yükselmiştir.
Ülkemizde her yıl 5-6 milyon hektar nadas, 2 milyon hektar tarım alanı boş kalmakta, ekilmemektedir. Sebebi; yağışların yetersiz ve dengesiz olması, kırsaldan göç, parçalı arazilerin terk edilmesi, kıraç alanlarda üreticilerin kar edememesi, girdi maliyetlerinin yüksekliği söylenebilir. Bu da en çok buğday üretimini olumsuz etkilemektedir. Parçalı arazilerin yeniden üretime kazandırılması için birlikte üretim, arazilerin ve yönetimin toplulaştırılması için kooperatifleşme ve üretici birliklerinin oluşturulması, Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’nda belirtilen miras kanunu gibi üretim yöntemleri hayata geçirilmelidir.
Tarımda plansız üretim sorunu var. Kendi haline bırakılmış üreticileri doğru, etkin ve zamanında bir üretim-destek-pazarlama politikasıyla yönlendirmek mümkün. 14 Eylül 2023 tarihinde Tarımsal Üretim Planlaması Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete ’de yayımlandı. Kanunda ilk defa üretim planlaması ya da planlı üretimin yasal zemini oluşturulmuş, hangi araçlara başvurulacağı ve hedefleri belirtilmiştir. Uygulamaya geçilebilirse Kanun değişikliği ile planlı üretim açısından çığır açacak bir sürece de geçilmiş olacaktır.
Türkiye’de, büyük kısmı İç Anadolu ve Geçit Bölgelerinde olmak üzere 5-6 milyon hektar civarında nadas alanı bulunmaktadır. Tarım potansiyelinin önündeki en büyük engel, bu potansiyelin kullanılamıyor olmasıdır. Bunun en büyük nedeni de ‘Su’dur. Tarımın iklim şartlarına bağımlılığının azaltılması gerekir. Sürdürülebilir bir tarım ve verimlilik için belli ilkeler çerçevesinde havzalar arasında su transferinin yapılması gerekir. Ayrıca mevcut sulanan alanlarda sulama sistemlerinin modernizasyonu yapılmalıdır.
Buğday ithalatının sadece ürün yetersizliğinden değil, kaliteli buğday ihtiyacının karşılanmaması gerçeğini kabul ederek fazlası ithalata dur demek için ülkemiz içinde alınabilecek tedbirleri almalıyız.
– TMO’nun kalite baremleri arasındaki fiyat farkını artırması, ülkemizde farklı kullanım amaçlarına uygun, kalite potansiyeli yüksek yeni çeşitlerin geliştirilmesi gerekir.
– Sertifikalı tohumun yaygınlaştırılması için verilen destek önemli ancak üretime katkısı beklenen yansımayı yapmamıştır. Sebebi sertifikalı tohumluk destekleme özetinde değer bulmuştur. Desteklemenin verim ve kaliteye etkisini ispatlamak ve sonrası tercih edilir duruma gelmesini sağlamak için desteğin yükseltilmesi, kayıt dışı sertifikalı tohumculuk denetimini Bakanlığın daha dikkatli ve caydırıcı olarak yapması gerekmektedir.
“TMO çiftçinin karagün dostudur” sloganlarda kalmışken 2022 ve 2023 yılında tekrar hayat buldu. Son yıllarda tüketiciyi koruma çabası, üretimi zorlayıcı hal almış, üretici baskı altına alınmıştır. 3. Tarım şurası sonuç bildirgesi ve 2020 eylem planında da yer alan “üreticinin ekim döneminde satış fiyatını bilecek” ifadesi buğday üretimi için çok önemli dayanaktır. TMO sadece hububatta değil Türk tarımının katalizör kurumudur. Sürdürülebilir tarımsal üretim için tarafı tabiki üretici olmalıdır. Geçtiğimiz yıllarda zamansız fiyat açıklaması ve gümrük indirimi ile adeta kendi çiftçimiz yerine başka ülkelerin çiftçilerinin desteklendiği durumu ortaya çıkmışken son iki yılda üretici lehine kararlar almış ve sonucu buğday ekim alanlarında % 15 lik ekim alanı artışı oluşturmuştur.
TMO’nun ithalat kararı açıklamaları hasada yakın ve hemen hasat sonrası yapıldığında, serbest piyasadaki fiyatları aşağıya doğru çektiğinden, bunun zamanı konusunda UHK, Un Sanayicileri Derneği ve diğer meslek teşekkülleri ile mutabakat sağlanması, 2023 yılında olduğu gibi yeterli stok bulundurması alınacak tedbirlerde elini güçlendirecektir.
TMO bu yıldan tezi yok savaş hali ve olağanüstü olaylar göz önüne alınarak hububat, bakliyat gibi temel kuru gıdalarda yıllık tüketimin % 20 dan az olmamak şartıyla stoklu çalışma programını devreye almalıdır. Yapacağı ithalatları şirketler bazında değil Devlet kanalıyla yapmalı, iç piyasa tedariki TMO ve müteşebbisler arasında olmalıdır diye geldik hep.
TMO 2023 hasat döneminde uyguladığı buğday 8250 +1000 TL/Ton, arpa 7000+500 TL/Ton alım fiyatları ile yaklaşık 13 milyon ton depolaması ile hep dış ticaret, hemde iç piyasanın kış döneminde yönetilmesi ile ilgili önemli bir adım atmıştır. Hep söyleyegeldiğimiz hasat sonrası alımlarla başka ülkelerin çiftçilerini desteklemek yerine kendi üreticinin elini güçlendirmiş, gelecek yıla umutla bakmasını sağlamıştır.
Tüketiciyi korumanın, üreticiyi korumadan geçtiği daima göz önünde bulundurulmalıdır. Arz güvenliğinin olmadığı bir ortamda tüketicinin korunmasından ve gıda güvenliğinden bahsedilmesi işin edebi yanıdır. Tüm bu sebeplerle tüketiciyi ve üreticiyi koruma rolünün dengelenmesi ve psikolojik sınırların ötesinde gerçekçi yaklaşımlar ortaya konulması daha gerçekçi olacaktır.
2023 yılında Buğdaya verilen ton başına 1000 TL lik desteğin üreticide hissedilir ve buğday üretimine yönlendirici bir etki oluşturması için bu rakamın acilen en az 2000 TL’ye yükseltilmesi elzemdir. Kime göre; tarım camiasına göre. Ayrıca yağışa dayalı, kuru tarım koşullarında (nadas-iki yılda bir ürün alınması) üretim yapan Orta Anadolu ve geçit bölgelerinin bu alanlarında ürün desteği yanında, alan desteği de verilmesi dezavantajlı bu bölgelerde buğday üretiminin sürdürülebilirliği açısından hayati bir gerekliliktir.
Tarımda girdi fiyatlarının ve kullanılan enerji fiyatlarının artması, ülkemizde buğday ekim alanlarının çoğunluğunu doğal tarım alanlarının oluşturması maliyetleri arttırmaktadır. Dünya üretimi ile ülkemizi kıyasladığımızda iklimlerde kayma, yağış yetersizliği ve girdi fiyatları özetinde maliyet ülkemizde maliyetleri yükseltmektedir. 2024 yılı maliyetleri 8.5 TL/Kg olup TMO’nun yapacağı taban fiyat açıklamasında bu şartları da göz önünde bulundurması gerekmektedir.
Desteklemeler 2022 yılında sadece TMO satışlarına verilmişti. 2023 yılında TMO ve müstahsil satışlarının tamamına verilmiş olup, desteklemelerin TMO ve müstahsil satışlarının tamamını kapsayacak şekilde devam etmesi gerekmektedir.
İklim değişiklikleri, küresel ısınma tüm bitkisel üretimde olduğu gibi çoğunluğu kıraç alanlarda ekilen hububat üretiminde riskleri daha çok arttırmaktadır. Sürdürülebilirlik ve gıda güvenliğini tehdit edici boyutların ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Sözün özü; “tarımın ihmali dışa bağımlılıktır”. 3. Tarım şurasının özetinde, “Gıda güvenliğinin en az Milli Güvenlik kadar önemlidir” vurgusu, “Temel gıda ürünlerinde dışa bağımlı olmak en az Savunma sanayiinde dışa bağımlı olmak kadar tehlikelidir.”tespitinden yola çıkarak ekmeğimize sahip çıkalım.
Ekinlere bir kere de çiftçi gözüyle bakınız; başakları hükümdar tuğlarından ve taneleri incilerden daha kıymetli bulursunuz. demiş, Cenap Şahabettin
Bir de çiftçi gözüyle bakalım, ithalatla başka ülkelerin çiftçilerini destekleyeceğimize, kendi çiftçimizi destekleyelim. Havza bazlı ürün destekleme modelini biran önce hayata geçirelim de, çiftçimiz ne ekeceğim telaşı yerine fiyatı önceden belli olan ürününde daha kaliteli ve daha fazla nasıl üretirim telaşına düşsün.
Amacımız kaliteli ve kendine yeten üretimi teşvik ederek, tüccar ve sanayicimizi ülke dışı havzalara muhtaç etmemek ve kaynaklarımızı kendi çiftçimize aktarmak olmalıdır. Türkiye, her şeye rağmen buğday üretiminden düşmemeli ve üretim alanlarıyla birlikte kaliteli buğday rekoltesini artırmak için acil ve sürdürülebilir kararlar almalıdır.
#Buğday Üretimimiz Artmalı
#Buğday Üretmeye Mecburuz
#Buğday Üretimi Özendirilmeli
Celil ÇALIŞ
Ziraat Yüksek Mühendisi
#topragınadamı



