Son yıllarda iklimler değişse de, mevsimler kaysa da Baharın bereketi ve yılın nimetinin müjdesi; cemrelerle başlar, nevruzla bayramlaşır, nisan yağmurlarıyla bereketlenir, kırkikindi yağmurları özlenir beklenir, Hıdırellez’le tacını takar.
Hıdrellez Bayramı, Türk dünyasında kutlanan cemrelerin düşmesi gibi, nevruz gibi baharın habercisi bayramlardan biridir. Hızır günü olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hz. Hızır ve Hz İlyas’ın yeryüzünde buluştukları ve bereketin müjdecisi gündür. 2020 yılında başlayan ve halen hız kesmeden artarak devam eden tüm zorluk ve olumsuzluklarla yağışsız geçen kış aylarından sonra nisan yağmurları ile istenen ve beklenen yağışların düşmemesi tedirginliği, baharla birlikte iklimin ve yağışın ısmarlama şekilde gitmesi bizleri olduğu gibi doğayı da sevindirdi. Şubat sonu ve nisan başında 2 defa ülkemizin büyük bölümünü etkileyen don olayları ile son 30 yılın en çok zarar verdiği 34 ilimizde 16 meyve çeşidimizi adeta bu sene yok etti.
Hep dile getirdiğimiz dünyayı istim üstünde tutan küresel ısınma, iklim değişikliği, mevsim kayması etkisini bugünlerde yaşadığımız, tez zamanda kurtulmak için dua ettiğimiz savaşlar daha çok dünyanın geleceğini tehdit etmekte. Küresel ısınma, iklim değişikliği, mevsim kayması doğayı tehdit etmekte. Geçen yıllarda Nisan yağmurları mayıs ortasından sonraya kaydı, kırkikindi yağmurları hazirana desek yeridir. Zamanında olması daha çok arzu ettiğimiz ama kaysa da o bereketlerin doğayı beslemesi duamızdır. 2025 yılında kötü başlayan yağış periyodunda tadında nisan yağmurları ile bereketlendik çok şükür.
Doğayı beslemesi yanında Nisan’da yağmurları, vücuda zindelik ve enerji kazandıran kullanılabilir demir maddesi içermektedir. Nisan yağmurlarıyla, kış boyunca en alt seviyeye inen vücudun demir miktarı, en doğal yoldan geri kazanılabilir” Yaşlıların el, yüz ve saçlarına yağmur suyu sürdükleri, yağmur altında ıslana ıslana dolaştıkları adetler devam etmektedir. Nisan yağmurlarının kaplarda toplanıp hastalara şifa olarak dağıtıldığı, yemeklere katıldığı bilinmektedir.
Yağmurlarla birlikte havanın serbest azotunu indirmesi ve demir içeriği nedeniyle sadece su ihtiyacı değil, bitkilerin besin ihtiyacının karşılanmasında da nisan yağmurları doğanın uyanışı ve silkinmesi için çok önemlidir.
Kırkikindi yağmurları, nisan yağmurlarından sonra başlar. Nisan yağmurlarının bitişi de mayıs ayının sonlarıdır. Yani genel olarak mayıs ayının sonlarında başlamaktadır. 40 gün ikindi ve akşamüzeri yağma ihtimali yüksek olduğundan halk arasında 40 ikindi şeklinde isimlendirilmiştir. Kırkikindi yağışları, iç bölgelerde tarımsal üretim açısından son derece önemlidir. Özellikle doğaya bağlı tarım yapılan alanlarda nisan yağmurları ve kırkikindi yağmurları o yılki harmanın bereketine direk etki eder.
Hıdırellez gününde bakın her taraf ışıl ışıl. İnsanlarda, bitkilerde, hayvanlarda baharın bereketi ile doğa; canlı, hareketli ve neşeli. Son yıllarda yaşamaya hasret kaldığımız nisan yağmurlarını yaşadık, yaşıyoruz. Kış mevsimi istenen kar ve yağmur yağışları düşmese de ülkemiz bereketli bahar yağışlarıyla sulandı. Hızır ve İlyas aleyhi selamlar bu Hıdırellez’de bizlere bereketi müjdelediler. 8 Kasım’a kadar devam edecek Hızır günleri inşallah afetsiz ve bereketli geçer.
Eskilere göre yıl ikiye ayrılmakta: 6 Mayıs’tan 8 Kasım’a kadar olan süre Hızır günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım’dan 6 Mayıs’a kadar olan süre ise Kasım günleri adıyla kış mevsimini oluşturmakta. Bu yüzden 6 Mayıs günü kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelir ki bu da kutlanıp bayram yapılacak bir olaydır.
Hızır; hayat suyu (ab-ı hayat) içerek ölümsüzlüğe ulaşmış; özellikle de baharda insanlar arasında dolaşarak yardım eden, bolluk-bereket ve sağlık dağıtan, Allah katında bir elçidir. Hızır’ın hüviyeti, yaşadığı yer ve zaman belli değildir. Hızır, baharın baharla vücut bulan taze hayatın sembolüdür.
Hıdırellez kutlamaları yurdumuzun hemen her köşesinde değişik adetlerle ama birlik beraberlik içinde kutlana gelmiştir.
Duyduklarımız, gördüklerimiz;
Hıdrellez şenlikleri genel olarak yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılmaktadır. Hıdrellezde baharın taze bitkilerini ve taze kuzu eti ya da kuzu ciğeri yeme âdeti vardır. Baharın ilk kuzusu yenildiği zaman sağlık ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünlerde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşileceğine inanılır.
Anadolu’nun bazı yerlerinde Hıdrellez Günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme âdeti vardır. Kurban ve adaklar “Hızır hakkı” için olmalıdır. Zira tüm bu hazırlıklar Hızır’a rastlamak amacına yöneliktir. Bazı yerlerde de hastalıklar, ağrılar için şifa olduğuna inanılan “Hızır Sopası” geleneği vardır.
Hıdrellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla yörelere göre çeşitli adetler uygulanagelmiştir.
Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler; Hıdrellez Gecesi gül ağacının altına istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar ve aynı zamanda dileklerini kırmızı kurdeleye bağlayıp gül ağacına asarlar.
5 Mayıs gecesi sağlık, bereket için ateşin üzerinden 3 kez atlanır. Ateşin üzerinden atlanırken dilenen dileğin o yıl gerçek olacağına inanılır.
Hıdrellez Günü yoğurt çalınır ama maya konulmaz. Maya konulmadan yoğurt tutarsa eve Hızır gelmiş demektir. Hıdrellez Günü yeşil alanlara düşen çiy damlaları ile mayalanıp elde edilen yoğurt, bir yıl boyunca damızlık yoğurt olarak kullanılmaya devam edilir. Bu yoğurdun üzerine nazar değmesin diye çörekotu ekilir. Yörük köylerinde bir yıllık yoğurt mayası, Hıdırellez ve bu günü takip eden 2 gün süresince sabah ezanı ile tan ağarması arasındaki sürede doğadaki bitkilerin üzerinden toplanan çiy tanelerinden sağlanır.
Hıdrellez Günü’nün yoğunlukla Türkiye’de ve Türk Cumhuriyetleri’ nde kutlanıldığı görülmektedir. Hıdırellez, Türkler’in Orta Asya’dan getirdikleri Nevruz Bayramı’nın başkalaşmış hali ve devamı şeklidir.
Bu yıl da Hıdırellez’i bayram ve şenlik coşkusuyla karşılayamadık, kutlayamadık ama akıllarda bereket, yüreklerde heyecanını oluşturdu Hıdırellez.
Yeşil alanlara, su kenarlarına koşup coşkuyu, sevinci yaşayacağımız 2026 Hıdırellez’ine ulaşmak için dua edelim, iyi dileklerde bulunalım bu yılki Hıdırellez’de. Tüm olumsuzluklara rağmen yaşadığımız mevsim, doğadaki pırıltı ve heyecan bereketli bir yıl için bizleri daha da umutlandırıyor.
Bu topraklara fidan gibi dikildik, Kökümüz yeri, sözümüz gönülleri tutmazsa savrulur gideriz. diyor gönüllerin piri Hoca Ahmet YESEVİ
“Haktan bahar fermanı gelmeyince, toprak sırrını açamaz.” diyor Hz Mevlana. Ferman bereket için İnşallah.
Amin diyerek “Hızır dokunsun dualarımıza” diyelim.
#toprağınadamı



